|
|
J.S. BACHAbout Well Tempered Keyboard
|
|
|
|
İyi (tam) Tampere Edilmiş Klavye Nedir, Ne Değildir... “İyi Tampere Edilmiş Klavye, ya da, Majör ve Minör tüm tonlarda ve yarım tonlarda, öğrenme arzusunda olan gençler ve bu (müzik) alanda daha ileri olanların yararlanması için prelüdler ve fügler. Onların (gençler ve müzik alanında ilerlemiş olanların) hoşça zaman geçirmesi için, Anhalt-Cöthen’de Dükün Müzik Ustası (Koro ve orkestra şefi) ve Oda Müziği yönetmeni olarak görev yapan Johann Sebastian Bach tarafından 1722 yılında bestelenmiş ve derlenmiştir” Bach’ın 1722 yılında, dizinin ilk kitabının ilk baskısının başlık bölümünde yazdığı bu yukarıdaki açıklama yüzyıllardır tartışılmaktadır. Bu açıklamanın elinizdeki yapıtın ne olduğunu tam olarak açıklayan tek ve en güvenilir açıklama olduğuna inanmaktayım ve yukarıdaki metni burada kısaca incelemek istiyorum. “İyi Tampere Edilmiş” den kasıt, tüm tonlarda çalıp beste yapılmasını sağlayan, Andreas Werckmeister’in 1691 yılında geliştirdiği bir akort sistemidir. O dönemde yaygın olan akort sistemleri 2-3 yada 4 arıza (diyez-bemol)’den fazla arızalar içeren tonları, armonik uyumsuzluklar (dissonans) yüzünden kullanımı olanaksız duruma getirmekteydi. “Klavye” deyimi ise gerçekten klavye anlamında kullanılmıştır. Bu Clavichord, Harpsichord (Klavsen), Org ve bugün için, piyano ve sentetizörleri de içerir. Başka bir deyişle İyi Tampere Edilmiş Klavye, eğer çalınacaksa, herhangi bir Klavye üzerinden çalınacaktır. Hangi klavyede hangi seslerin kullanılacağı ise yorumcuya ve seslendirmenin pratik koşullarına bırakılmıştır. Bu tanımlamaların ardından gelen birkaç ilgi çekici sözcük bulunmaktadır. Bunlardan ilki: “öğrenme arzusunda olan gençler” (“Lehrbegierigen Musicalischen Jugend”) tanımıdır. Burada Bach, bu yapıtın didaktik amacını açıkça vurgulamaktadır. Çağın geleneğine uygun biçimde, yorumculuk ve bestecilik öğrenimi ayırımsız düşünülmüştür ve her iki alana, yorumculuğa ve besteciliğe yöneltilmiştir. Ardından “daha ileri olanların yararlanması” (“in diesem studio schon habil seyenden”) denilmektedir. Bu deyim ilginç bir biçimde, çağımızda, Joseph Schillinger ve Nicolas Slonimsky gibi müzisyenlerin tasarladığı, Schillinger’in Kaleidophone ve Slonimsly’nin Thesaurus of Scales and Melodic Patterns adlı “müzikal figürler (motifler) ve stiller referans kitaplarını” ve diğer yandan Yapay Zeka (Artificial Intelligence) yöntemleri uygulayan bilgisayar ile bestecilik yazılımlarının (Band in A Box™ ve Jammer™ gibi) “stil kataloglarını” anımsatmaktadır. Kuşkusuz Bach gibi son derece pratik düşünen ve çok yoğun bir çalışma temposu içinde olan bir besteci için böylesi bir “katalog” tasarlamak çok yararlı olmuştur, zaten dönemin çağdaş bestecilerinin yapıtlarının uyarlamalarını (transcription) yapmasının da böyle bir amaca yönelmiş olduğu kanısındayım. Düşünün ki üst üste gelen nikâh ve cenazeler için besteler sipariş edilmekte, aynı zamanda her Pazar için birer Kantat gerekmekteydi ve tüm bunların yanı sıra çalıştırılması gereken koro ve orkestra vardı! Böylesi bir çalışma temposunda, Bach, işine yarayabilecek her türlü kolaylığı kullanmak zorundaydı. Bu yöntemlerden biri de her tonda bilinen bilinmeyen, özgün (J. S. Bach’ın kendi yarattığı) yada alıntı (dönemin önde gelen bestecileri, Fransız ve İtalyan ekollerinden) stillerden oluşan bir kitaplık yaratmaktı. Kanımca İyi Tampere Edilmiş Klavye‘nin gerçek, pratik motivasyonu budur. Bu şekilde “İyi Tampere Edilmiş Klavye”yi bir stil katalogu olarak düşündüğümüzde, parçaların ard arda gelişindeki yapısal uyumsuzluklar (kısa-uzun-kuvvetli-yumuşak gibi) ve tonalitelerin, tonal müzik kavramına en aykırı biçimde ve kulağa en zıt gelecek şekilde kromatik olarak dizilişini de açıklamış oluyoruz. Başka bir deyişle, İyi Tampere Edilmiş Klavye kesinlikle bir bütün olarak dinlenilmesi için tasarlanmamıştır. Bunu bu şekilde ele almak Bach’ın besteciliğine yapılacak bir hakaret gibi gelmektedir. Hiçbir Partita ve Süitte, yada “Füg Sanatı”, “Goldberg Varyasyonları” gibi uzun yapıtlarda böyle bir dizilim ile karşılaşılmaz. Bu CD’leri, CD çalarınızın, iyi bir klasik müzik dinleyicisi olarak şimdiye kadar çok sık kullanmadığınızı umduğum “RANDOM PLAY” özelliğini kullanarak da dinlemenizi öneririm. Bu şekilde dinlemek, her ne kadar birbirlerine çok güzel bağlanan birkaç Prelüd-Füg ikilisini birbirinden ayırsa da, yapıtın bütünlüğüne hiçbir olumsuz etki yapmayacağı gibi büyük bir olasılıkla ard arda gelen tonalite değişimlerini belki de daha anlamlı kılacaktır. Prelüd ve füg ilişkileri incelendiğinde en çok karşımıza çıkan ilişki KONTRAST ilişkisidir. Bu kontrast genellikle Hızlı-Yavaş (örn. VOL I Mib Maj. No.7 CD-I Track 13 ve 14; VOL I Si Min. No.24 CD-II Track 10 ve 11), Kuvvetli-Yumuşak (örn. VOL II Do# Min. No.4 CD-II Track 18 ve 19; VOL II Sol# Min. No.18 CD-III Track 16 ve 17) gibi ortaya çıkar. Bunun yanı sıra fügüne doğru yumuşak geçiş sağlayan ve fügü hazırlayan prelüdler daha sık birinci ciltte bulunurlar. Bu “yumuşak geçiş veren prelüdlere örnekler: VOL I Do Maj. No.1 CD-I Track 1 ve 2; VOL I Do Min. No.2 CD-I Track 3 ve 4; VOL I Do# Min. No.4 CD-I Track 7 ve 8. Bu prelüdler aynı zamanda ilgili Fügleriyle çok yakın bir stil ilişkisindedirler. Bazen ise, ilgili fügden çok daha gelişmiş, uzun ve derin içerikli prelüdlerle karşılaşmaktayız (örn. VOL I Mib Maj. No.7 CD-I Track 13 ve 14; VOL II Do# Min.No.4 CD-II Track 18 ve 19). Tüm parçalar, o çağda, bilinen yada bilinmeyen, denenmiş yada yepyeni, “eski moda-antik stil” (örn. VOL II Mi Maj. Füg No.7 CD-II Track 19) yada “modern” (örn. VOL II Sol# Min. Prelüd No.18 CD-III Track 16) olarak nitelendirilen tüm stilleri içermektedir. Bu denli bir stil çeşitliliği, İyi Tampere Edilmiş Klavye’nin yukarıda açıklanan şekilde bir tür “Stil Referans Kitabı” olduğunu kanıtlamaktadır. J. S. Bach’ın hiçbir diğer yapıtı, Goldberg Çeşitlemeleri bile, bu kadar çok çeşitli stili bu derecede şaşırtıcı bir biçimde yan yana sunmamaktadır. On dokuzuncu yüzyıl Romantik yaklaşımın kalıntıları, günümüzde, Bach’ın tonalite seçimleri konusunda yanlış önyargılar şeklinde sürmektedir. Bir parçanın tonalitesiyle içeriğinin arasındaki ilişki, Beethoven’e kadar, çok net bir biçimde kalıplaşmamıştır. Bach için bu ilişki ancak çok yüzeyseldir. İyi Tampere Edilmiş Klavye için birçok parçayı derlemiş ve bazılarını transpoze etmiştir. Bu transpozisyon işlemleri örneğin Do’dan Do#’e yada Fa’dan Sol’e ve Fa’dan La bemol’e yapılmıştır. Bu yüzden, daha sonraki bestecilerden edindiğimiz alışkanlıklardan sıyrılarak, Bach ve dönemi besteciler için, tonalitelere karakter yakıştırma-malı ve minör tonları “yavaş” parça olarak düşünmemeliyiz. Prelüd ile ilgili füg arasında, bir Beethoven sonatının bölümlerinin arasındaki gibi ilişkiler aramak, bu ilişkileri Tempolar arasında matematiksel oranlar gibi düşünmek, hatta bir yazarın yaptığı gibi, füglerin temalarının parçaların içinde ortaya çıkışlarını saymak ve bulunan sayılar ile İncil arasında ilişkiler kurmak, çok eğlenceli olabilir ve buna en çok J. S. Bach’ın güleceğinden eminim, ancak eğer İyi Tampere Edilmiş Klavye nedir, neden bestelenmiştir, hangi amaca hizmet etmektedir diye düşünüyorsanız neden bestecinin yazdığı açıklamayı bir kez daha okumuyorsunuz? “İyi
Tampere Edilmiş Klavye, ya da, Majör ve Minör tüm tonlarda ve yarım
tonlarda, öğrenme arzusunda olan gençler ve bu (müzik) alanda daha
ileri olanların yararlanması için
prelüdler ve fügler. Onların (gençler ve müzik alanında ilerlemiş olanların) hoşça zaman geçirmesi için, Anhalt-Cöthen’de Dükün Müzik Ustası (Koro ve orkestra şefi) ve Oda Müziği yönetmeni olarak görev yapan Johann Sebastian Bach tarafından 1722 yılında bestelenmiş ve derlenmiştir” ©Mehmet Okonşar, Ankara Ekim 2000
|